Ekip: Arca Yılmaz, Tolga Yücel, Ömer Akşit, Mehmet Sağçolak
Bir süredir aklımızda Uludağ’a gidip Keşiştepe’deki rotalara girmek vardı, ama herkese uygun bir haftasonunu denk getirememiştik. En sonunda, Mart’ın son haftasonu için herkes olur dedi. Ancak Pazar günü hava rüzgarlı olacağı için Cumartesi günübirlik gitmeye karar verdik. Normalde Cumartesi günü erkenden yola çıkacakken, bir anda karar değiştirip Cuma geceden yola çıkmaya karar verdik. Cuma gece 23.30 gibi Ömer Akşit’i iş yemeğinden
alarak, İstanbul’dan hareket ettik. Cumartesi gece 01.45’te Bursa’ya varıp, çorba için mola verdik. Sonrasında Uludağ’a devam ettik. 2. Oteller Bölgesine varmamız, oradan hazırlanıp ormanın içine çadır kurmamız derken, tulumlara girdiğimizde saat 4.15 idi.
Cumartesi sabah 9.30’da kamptan ayrıldık. Tam bu sırada Arca, karnının ağrıdığını fark ettiği için bizle gelmekten vazgeçip bir süre daha çadırda dinlenmeye karar verdi. Tolga,
Ömer ve ben, bir ihtimal de olsa maden telesiyejinin çalışmasını ümit ederek, telesiyeje doğru yürüdük. Maalesef telesiyej çalışmıyordu ve Keşiştepe’deki kulvarların dibine kadar yürümek zorunda kaldık. Yorgunluk ve uykusuzluğun verdiği yavaşlıkla, kulvarların dibine
vardığımızda saat 13.00 idi. Molada rotaları inceledikten sonra, Diamond rotasına girmeye karar verdik.
Rotaya 14.00 gibi girdik ve 14.50 gibi de rotayı bitirdik. Rotanın dibi yumuşak toz kardı. Sonrasında sert kara dönüştü. Rotanın girişinde daha önce kaya gözüken yerde bir kar çatlağı oluşmuştu. Rotanın sonlarında eğim artmaya başladı, ve kramponun sadece ön dişlerinin ve bazen de ayakkabının burnunun çok hafif girebileceği şekilde sert kar-buz karışımı olarak rota devam etti. (Hal böyle olunca da bu kısımlarda fotoğraf çekip rapora koyamadık, o yüzden bu rapordaki fotoğraflar Diamond rotasının daha kolay kısımlarında çekildi.) Kornişe
vardığımızda ise yine yumuşak kar vardı. Kornişe vardıktan sonra, kornişin daha az ileri çıktığı sol tarafa doğru 1-2 metre yan geçtik ve kornişi kazmayla biraz düzelttikten sonra
üstüne çıkarak sırayla rotayı bitirdik. Rotanın bazı yerlerinde kayalar çıkmıştı. Ancak bizim çıktığımız yerde neredeyse hiç kayaya denk gelmedi, kramponumuz ve kazmamız. Bu da bu sene geç yağan kardan kaynaklanıyor. Bu yüzden Diamond rotasını, biraz daha kolaylaşmış haliyle çıktık. Rotada ip açmadık, ama yine de sonlarında açılsa çok iyi olur.
Bundan sonra ise yorgunluktan dolayı yeni bir rotaya girmedik. 16.00’da kulvarların dibinden ayrılıp 17.10’da ormandaki çadırımıza vardık. (Bu süre zarfında, kampta kalan Arca’nın karın ağrısı iyice artmış ve 1. Oteller bölgesindeki revire gidip iki serum yemiş.) Sonrası ise kampı toplama ve İstanbul’a dönüş.

Ömer ve Tolga, rotanın başlarında daha önce kaya etabı bulunan yerde oluşan kar çatlağında

 

Tolga ve Ömer, rotanın ortalarında

Rotanın ortaları; ayakkabıların burunlarını kara gömüp rahatça dinlenebildiğimiz son yerler

Tolga, rotanın bitimindeki kornişi çıkarken

Diamond Rotası (bizim çıktığımız haliyle)
Açık mavi, ayakkabıların burunlarını gömebildiğimiz sert kar olan kısım. Koyu mavi, ayakkabıların burunlarını gömemediğimiz sert kar-buz karışımı kısım.

 


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir