15 Ekim yönetim kurulu toplantısında yapacağımız gezinin ayrıntıları konuşuldu ve Görkem gezi sorumluluğunu üstlendi. Bu toplantıya göre Naci Emre, Ozan ve Elif klasik rotadan Sematepe zirvesini, Ege Su, Kayacan, Miray ve ben ise batı sırtı rotasından Emler denemeye karar verdik. Ayrıca külübe yeni katılan arkadaşlar için Apışkar Vadisi üzerinden arpalığa bir yürüyüş yapılmasına karar verdik. Bu yürüyüşe Emmi, Görkem ve Emre Gökgöz eşlik edecekti.
Yaptığımız plana uygun olarak 16 Ekim günü gezi duyurusunu yaptık. Gezi alışverişi (23 Ekim) ve gezi toplantısı (24 Ekim) tarihlerini bu duyuruya ekledik.
Sorunsuz geçen planlama ve hazırlık sonrası 26 Ekim günü 20:30’da Güney Kampüsten yola çıktık.
Büdak tarihinin en kalabalık vampir oyununa sahne olan otobüs yolculuğunun ardından 07.30 civarı niğde merkeze ulaştık.
Her zaman gittiğimiz çorbacıda kahvaltımız yaptıktan sonra hızlıca son eksiklerimizi giderdik. Sokullupınar’a varmadan önce bu duraklama, eksik tamamlamak için son şansımızdı.
27 ekim 9:30 civarı Çamardı ilçesi dağ evine vardık ve üzerimizi değiştirip yürüyüşe hazır hale geldik.
Saat 10:30’da başlayan yürüyüş 1 buçuk saatin sonunda Sokullupınar 1 kamp yerinde sona erdi ve çadırlarımızı kurup dinlenmeye başladık.
Sokullupınar’a geldiğimizde kamp alanı karsız olmasına rağmen tepelerde beklentimizi aşan kar biraz moralimizi bozdu. Emler Batı sırtı yapmayı düşünen olarak rotanın kar durumuna bakmak için bir keşif yürüyüşü yapmaya karar verdik. Aynı saatlerde plana uygun olarak Narpuz Vadisi’ne kalan arkadaşlarımız tarafından bir yürüyüş düzenlendi.
Sorunsuz geçen yürüyüşler sonrasında 19:00 civarı akşam yemeği ile bu yorucu günü tamamlamıştık.
Yemekten sonra zirve yapacak gruplar kısa bir değerlendirme toplantısı yaptılar. Bu toplantıya göre iki grubunda zirve denemesinde bir sakınca yoktu. Fakat Miray’ın yürüyüş sırasında artan diz ağrısı onun zirve denemesine engel olacağı için kampta kalma kararı aldı.
Apışkar Vadisi Trekking
Önceki günün yorgunluğunu attığımız güzel bir uykudan sonra trekking ekibi olarak 7.40ta uyandık. Çok erken yola çıkmamız gerekmediği için 9.30a kadar kahvaltımızı yaptık. 9.30-10.15 arası eşyalarımızı topladıktan sonra yürüyüşümüze başladık. Polar çıkarmak için 1 su içmek için 2, toplamda 3 kısa moladan sonra 12.15te Arpalık’a ulaştık. 12.30da tekrar yola çıktık. 1 kez mola vererek 1 saatlik yürüyüş ve yarım saatlik bir tırmanıştan sonra Apışkar girişine ulaştık. Bu noktada Emmi koşulların uygun olup olmadığını kontrol etmek için Apışkar’a doğru devam etti. 15 dakika sonra döndü ve koşullar zorlu olduğu ve karanlığa kalmamak için devam etmeme kararı aldık. Yarım saatlik bir moladan sonra 14.40ta tekrar yola çıktık ve bir kısa mola ile 15.20de Araplık’a ulaştık. Buradan sonra mola vermeden yola devam ettik ve saat 16.30da kampa ulaştık.
Sematepe Zirve raporu
Sabah 2.30da uyandık. Kahvaltımızı ettikten ve hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra, Emler grubuna başarılar dileyip 3.45te yola çıktık. 1. Narpuz Boğazı’nı girişinde hafif kar olmasına rağmen hızlı bir şekilde geçtik. 2. Narpuz Boğazı’nın kapısında 4.45te verdiğimiz molada güneşin bir türlü doğmaması moralimizi biraz bozmuştu. Biraz ilerledikten sonra aşılamayacak bir kaya kütlesiyle karşılaştık ve sol taraftan babaları takip ettik. Tahmin ettiğimiz üzere artan kar, buz kütleleri ve çok dik bir yüzey bize buradan geri inemeyeceğimizi fark ettirdi. O noktada krampon takmaya karar verdik. Oradan geri döndük ve sağ taraftan daha az eğimli fakat hala donmuş kar ve buzların bulunduğu kaya etabında mix tırmanışa benzer bir şekilde tırmanarak yolumuza devam ettik. 5.45te mix tırmandığımız bölgeyi geçtiğimizde güneş doğmaya başlamıştı.
![]() |
![]() |
Emre ve Ozan’ın geçen seneden de hatırladığı basit boulder hamleleri gerektiren tırmanış etabına geldiğimizde, kayaların buz tutması sebebiyle bir hayli zorlandık. Hatta iki yerde çok vakit kaybettik. Bunlardan birinde çözümü bulamamıza rağmen çıksak bile inişimizin zor olduğunu anlamıştık. Ben ve Ozan çözüme rağmen kayların üzerindeki ince buz sebebiyle çıkamadık. Emre bir şekilde çıktı ve bizi bir noktada çekerek çıkardı. Burayı da atlattıktan sonra bir yerde daha oldukça fazla vakit kaybettik.
Narpuzun dar ve tırmanışlı kısmını bitirdikten sonra kramponlarımızı çıkarmadan karda patikayı bulmaya çalışarak yolumuza devam ettik. Patikada biraz daha ilerledikten sonra büyük bir kayanın arkasında saat 7.30 gibi mola verdik. Yürüyüşe devam ederken artık Sematepe gözükmüştü. Yaklaşık 1 saat yürüdükten sonra rotanın girişini ve üstünden geçmemiz gereken Tümsek tepeyi görebiliyorduk. Ufak bir soluklanmanın ardından yola devam ettik. Artık eğiminde artmasıyla kar kulvarı tırmanır gibi kazma kullanarak 9.30de bele ulaştık. Belde verilen molanın ardından saat 10.00da tümsek tepenin üstüne ulaştık. Artık zirveye giden basit tırmanışlı, setli etap gözüküyordu. Güneşin karı eritmeye başlaması, kaya diplerinde biriken derin ve katmanlaşmış kar bize çığ riskini işaret ediyordu. Bundan dolayı biraz daha acele ederek tırmanışa başladık. Fakat basit kaya tırmanışı olması gereken etabı slab üstü buzları kramponla parçalayarak çıkmaya çalıştığımızı fark ettiğimizde kaza riskinin çok arttığını düşündük. Ben ve Ozan çığ riskinin az olduğu yerde beklerken Emre ilerisinin de slab üstü buz olup olmadığını kontrol etmek için biraz daha ilerledi.
![]() |
Tüm rotanın aynı şekilde ilerlediğini görünce saat 11.00de dönmeye karar verdik. Çığ riskinin olduğu bölgeyi geçip yeniden bele vardığımızda uzun bir pastırma molası verdik. 12.15 civarında yemeklerimizi bitirip dönüşe başladık. Yeniden ‘. Narpuz’un tırmanışlı kısmına geldiğimizde, tırmanırken çok zorlandığımız yerlerde iniş neredeyse imkansızdı çünkü kayaların üstü buz tutmuştu. Dolayısıyla bir noktada babadan emniyetli ip inişi yapmak zorunda kaldık bu da bize oldukça fazla vakit kaybettirdi.
![]() |
Saat 15.30 da 2. Narpuz Boğazı’nı bitirdik. Telsizi açtığımızda Miray’ın “Serhat ekipler sizi göremiyor. Tam olarak neredesiniz?” cümlesini korkuyla dinledik. Emler ekibinin sorun yaşadığını öğrenip hızlıca kampa ulaştık. Kampa vardığımızda saat 17.00 idi.
Elifnaz Muratoğlu
Emler Batı sırtı zirve raporu
Kayacan, Ege Su ve ben 3 kişilik ekip olarak Planımız 03.15 kalkış ve 04.00 yola çıkıştı. fakat ben ve Ege’nin yavaş hareketleri sonucunda (1 saat kahvaltı ettik) hedefimizden yarım saat geç olarak yola çıktık. Her ne kadar yola çıkışımız geç olsa da planımıza uygun olarak hareket ediyorduk. Bir önceki günü yaptığımız keşif yürüyüşü bize rota hakkında güzel fikirler vermişti ve böylece karanlıkta bile hızlaca yol alabiliyorduk (tabi bu konuda ay durumunun etkisi de yoksayılamaz). Yaklaşık 4 saat sonra tırmanış etabının başındaydık ve çalıştığımız kaynaklara göre önümüzdeki 2-3 saat bizim için zorlu geçecekti.
Gece yaptığımız toplantıda zor bir durumla karşılaşırsak şansımızı zorlamadan geri dönme kararı almıştık. Tırmanış etabının bazı bölümlerinde zorlanmamıza rağmen, geri dönmemizi gerektirecek bir durum olmadı ve yolumuza devam ettik. Ekip arkadaşlarıma burada ayrıca teşekkür etmem gerekiyor, benim ilk ciddi zirve denememdi ve onların destekleri olmasa geri dönmek benim için cazip bir seçenek olabilirdi. Tırmanış etabı sonrası kolaylıkla zirveye ulaşabileceğimizi sanıyorduk ve dönüşte klasik rotayı izleyerek kamp alanına varacaktık. Fakat slab kaya yapısı üzerindeki ince buz tabakası ve yeni yağmış kar bizi bir hayli zorladı. Her faydalandığımız kaynak göre Emler batı sırtı rotası, rota bulma becerisine bağlı bir çıkış. Bir, iki yerde kar ve buz durumundan kaynaklanan rotadan ayrılışlarımız dışında GPS verilerine uyarak yolumuza devam ettik. Saat 14.00 civarı Kayacık Tepesi’nde(3250m) mola verdik. Bu kısımdan sonra önümüze Emler Dağı çıkacaktı. Boyundan karşıya geçecek(yaklaşık 100m) ve sırt rotasından tırmanacak(yaklaşık 500m) zirveyi yapacaktık. Yaklaşık 12 saat yürümüş biraz yorgunluk etkisini göstermeye başlamıştı fakat hepimizin zirve için inancı tam ve morali yüksekti. 14.30 civarı boyun üzerinden devam ederken sırtın tamamen karlar altında kaldığını fark ettik. Bu hesapta olmayan durum bizi kısa bir toplantı yapmaya itti. Önümüzde 2 seçenek vardı bunlardan biri devam edip zirveye ulaşmak diğeri ise geldiğimiz yerden geri dönmek. 2 seçenekte bizim için yeterince iyi değildi. Zirveyi yapabileceğimizi sanmıyorduk çünkü karla kaplı bu yamacın zeminini bizi çok zor durumlarda bırakabilirdi. Bu zamana kadar geldiğimiz yerlere benzer slab kaya olma durumunda kaza ihtimalimizin çok fazla olduğu konusunda hem fikirdik. Yanımızda krampon olmasına rağmen bu kar krampon kullanımına uygun değildi. Diğer seçenekte ise rotanın özellikle 2 yerinde iniş yapabilmemiz için ipe ihtiyaç duyacaktık ve yanımızda ip yoktu. Bu durumları kendi aramızda değerlendirdikten sonra diğer arkadaşlarımıza telsiz ile ulaşıp durum hakkında onların da yorumunu almaya karar verdik. Miray ve Emmi ile konuşmamızdan sonra yapılacak en iyi hamlenin jandarmayı arayıp yardım istemek olduğuna karar verdik. Artık zirve denemesi bitmişti.
Bu yazıyı okuyacak olan arkadaşlara tavsiyem asla kendini kurtarma ekibi diye tanıtan kişilere güvenmeyin. 15.00 kurtarma çalışmaları başlamıştı ve bizden rotanın aksi yönündeki çarşaktan aşağıya doğru inmemizi istediler( 500m’lik bir çarşağın 200m kadar kısmını aşağıya doğru indik.). Yaklaşık 4 saat orada bekledikten sonra bu planın iptal olduğunu ve indiğimiz yeri geri çıkmamız gerektiğini ekiplerin yola çıktığını bize ilettiler. Bu 4 saat bekleme süre hepimizin duygularını yıprattı ve artık iyice artan yorgunlukla beraber doğru karar verme ihtimalimiz bayağı azalmıştı. Güneş batmıştı, hava hızla soğuyordu ve bizim acilen bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Kurtarma ekiplerinin vazgeçtikleri an biz arkadaşlarımızı bırakmayacağız diyen koca yürekli insanlar Arca, Yunus ve Naci Emre başta olmak üzere bütün BÜDAK’a teşekkür ediyorum. 3 arkadaşımız ile 4 kişilik kurtarma ekibiyle saat 12’de 2650m de buluştuk. Buluştuğumuz grubun yardımlarıyla saat 2 civarı kamp alanına dönüş yaptık.
22 saat civarı dağda kalmıştık çok yorgun ve acıkmıştık.Kamp alanında bütün gün çilemizi çeken geleceğimiz saatte çorba, makarna yapmış olarak bizi bekleyen başta Miray olmak üzere bütün arkadaşlara da ayrıca teşekkür ederim.
29 Ekim 09.00 uyanıp kahvaltı ettik. Herkes 3 günlük bu etkinliğin ardından yeterince yorulmuştu ve artık geri dönüş zamanı gelmişti.
Bir BÜDAK klasiği olan hamam etkinliğiyle (Aksaray Paşa Hamamı) üstümüzden 3 günlük kiri attık. Ardından yemeğimizi güzel tuvaletli dönercide (Aksaray Has Döner) yiyerek 20.00 civarı dönüş yoluna geçtik.
Uzun süren otobüs yolculuğunun ardından sabah 5’te kulüp odasına vardık ve kamp öncesi teslim aldığımız bütün malzemeleri nasıl aldıysan daha iyi bırak prensibiyle temizleyerek malzemeci arkadaşlarımıza teslim ettik.
Genel olarak plana sadık kalınan ögretici, eğlenceli 3 günü dağlarda geçirdik. Başımıza bazı aksilikler gelse bile bütün grup için güzel bir tecrübe oldu.
Bu yazıyı okurken gösterdiğiniz sabır için teşekkür ederi
Serhat Kılıç
0 yorum