Katılımcılar: Ramazan Tan, Oktay Özel, Faruk Arslantürk, Selin Özdemir, Mustafa Akar, Selim Pamukçu, Alim Örnek
Zirveler: KDK, BDK
Yaz kampına gidemeyenler (Ramazan, Oktay, Faruk, Mustafa) olarak gidenleri kıskandığımız için kendi aramızda ufak çaplı bir kamp yapmayı planladık. Plana yaz kampına gidip zirve yapamayan Alim ve Selin Özdemir de katıldı. Talha’nın satışı ve Selim’in eklenmesi ile kadromuz netleşmiş oldu. 12 Temmuz’u 13 Temmuz’a bağlayan gece Isparta’dan yola çıktım. Yalvaç’tan Selim’i, Konya’dan Oktay ve Faruk’u aldıktan sonra Niğde’de diğer ekiple birleştik. İlkbahar Lokantası’nın kapanışını öğrenmemiz ve yerli halkın sözlü tacizine uğramak bizim için yıkıcı olmuştu. Neyse ki geçen yaz kampında da orada olan solcu dayının desteğini aldık ve modumuzu yakaladık. Mustafa ve Selin şehir içi dolmuşta iplerini unuttu ama arabamız olduğu için gidip alabildik. Bunlar yaşanırken malzemecimiz Alim bizi dehşet içinde izliyordu. Saat 11.30 civarı Çukurbağ’a, Ulvi Abi’nin evine ulaştık. Kahvaltı yapıp yaylana yaylana hazırlandıktan sonra pikapla Arpalık’a vardık.
14.00’da Obayeri’ne doğru yola çıktık. 15.30 sularında Tekepınarı’ndayken Mustafa ve Selin’i gözden kaybettik ve Oktay ile ben biraz geri yürüdük. Nane topladıklarını xd öğrendikten sonra yürüyüşe devam ettik. 18.00’a doğru Obayeri aşağı kampa vardık. Ayağımızı buz gibi suya sokup lafladıktan sonra yemeği yapmaya giriştik. Kamptayken eşşşek Faruk’un telsizi düşürmesi ve o sırada Aladağlar’da olan diğer ekibin bütün akrabaları ve kendileri için kulüpteki tüm sağlam med-kitleri almış olması sebebiyle zirve planlarını gözden geçirmemiz gerekti. Bu sebepten acil durumda hızlı müdahele edebilmek ve birbirimizden haberdar kalabilmek için Selim hariç hepimiz KDK’yı denemeye karar verdik. Bu noktada kendimize getirebileceğimiz özeleştiri ise toplantıyı önceden yapmamış olmak ve yeterli sayıda med-kitle yola çıkmamaktı. 21.00’da tulumlara girdik.
Ramazan Tan, Oktay Özel
14 Temmuz KDK
04.00’da kalkıp 05.00’da çantaları sırtlayıp Selim’e sakat telsizi bıraktıktan sonra yola koyulduk. Alim yakın zamanda KDK’yı denediği için önden gidip bize yol gösterdi. 06.30da beldeydik. Ramazan kaybolma ihtimalimize karşı burada işaret bırakmaya başladı. Bacayı uzaktan görmüştük ve bacaya doğru ilerlemeye başladık. 08.00’da bacanın altında kuşamları giymek için mola verdik. Bu sırada Selin kuşamının olmadığını fark etti. Faruk ve Selin arasındaki anlaşmazlıktan dolayı iki kuşamı kampta Selim’le bıraktığımızı fark ettik ve kısa bir toplantıdan sonra yukarı çıkan birinin aşağıya kuşamı atmasına karar verdik. Bunlar yaşanırken malzemecimiz Alim bizi dehşet içinde izliyordu. Daha sonradan bu kararın çok yanlış olduğununu fark edecektik. O noktada 5 kişi devam etmemiz daha doğru olurdu.
Bacaya kadarki kısmı Alim, Faruk ve ben free solo attıktan sonra tehlikeli olduğuna kanaat getirip diğerlerine ip açtık. 09.00 civarında bacanın ilk kısmını herkes çıkmıştı ve eş zamanlı olarak Faruk ipin diğer ucuyla bacayı açmaya başladı. Bacayı açan kişinin yanına friction alması iyi olur. Ayrıca bacanın zorluğu rehberde III+ olarak geçiyor ama bizce bi V+’sı var. Kalabalık olmamız ve bir kuşamın eksik olmasından dolayı 11.00 civarında herkes bacayı çıkmıştı. Faruk’un ayakkabılarını ipe bağlayıp yukarı çekerken düşen bir taş bacağıma geldi. Bacayı çıktıktan sonra iki parol ve suyla xd Mustafa acil müdaheleyi yaptı. Med-kitin içeriğinin eksik olmasının zararını burada gördük. Çatlaklardan zirveye doğru ilerledik. Selin zirveye 50 metre kala iki sene önce Mustafa’nın bıraktığı yerde beklemeye karar verdi. 12.20’de 5 kişi KDK zirveye ulaştık. Zirve defterinde Ömer’in yazmış olduğu yazıyı okuyup Ömer’i andık. Defteri doldurup, sodalarımızı içip Faruk’un zirveye de kaybolmaya karşı iz bırakmasının ardından KDK’yı umumi tuvalete çevirip 12.50’de inişe geçtik.
Selin’in olduğu yerin biraz üzerindeki istasyondan gerek olmamasına rağmen ip açtık. Ramazan ve Faruk solo olarak indi ve bizi bekledi. 14.20’de iniş tamamlanmıştı. Bu sırada Faruk suyumuz az kaldığı ve güneş altında uzunca beklediği için halsizleşmişti. Önde Faruk olacak şekilde 14.20’de ip inişine başladık. 17.30’da herkes bacadan inişi tamamlamıştı. Kuşamımızın eksik olmasından dolayı her ip inişinden sonra bir kuşamı yukarı çekmemiz gerekiyordu. İp inişleri sırasında kuşam iki kere takıldı ve birini ben birini Mustafa kurtardık. Böyle bir riske ve zaman kaybına girmemek için kesinlikle kuşamın eksik olduğu durumda zirveye kuşam sayısı kadar kişi devam etmeli. Ayrıca bacadan inerken 6 kişi olmamız sebebiyle hem çok bekliyorduk hem de diğerlerinden düşen taşlar bizi tehlikeye sokuyordu. Bizce KDK’ya 3-4 kişiden fazla gidilmemeli.
Faaliyet boyunca muhtelif seferler Selim’e telsizle ulaşmaya çalıştık ancak başarısız olduk. Bacadan indiğimizde Selim’in bizi merak etmiş olabileceğinin farkındaydık. Hızlıca kampa doğru dönüşe geçtik. 19.00’da kampa ulaştığımızda Selim’i panik halde bulduk. Çok meraklandığı için jandarmaya gitmeyi bile aklından geçirmiş ve gelen geçen herkese bizi sormuştu. Bu şekilde telsizlerin çalışmadığını fark etmiş olduk. Selim’deki telsiz bizim telsizin sadece ışığını yakabiliyordu fakat ses göndermiyordu. Selin burkuk olan ayağını daha fazla zorlamamak için BDK denemeyeceğini söyledi. Alim ayağındaki, Mustafa da kuyruk sokumundaki ağrıdan dolayı ertesi gün BDK denemek istemediler. Ben, Faruk ve Ramazan saat 03.00’te uyanmak üzere 10.00’da tulumlara girdik.
Oktay Özel, Ramazan Tan
15 Temmuz BDK
03.00’te uyanıp 04.00’te yola koyulduk. Wikiloc kaydını takip ederek önce Mevsimlik Göl’e sonra biraz çarşak çıkarak kulvara 05.00’te ulaştık. İlk kulvar bayağı erimiş olduğu için yanındaki çarşaklardan çıktık. İkinci kulvarı da ayıp olmasın diye kramponları bağlayıp çıktık. Ardından hafif tırmanışla BDK’nın göründüğü bele 07.30’da geldik. Bu kısımda krampon, kazma ve tozluklarımızı bırakacak uygun bir yer bulduk ve bıraktık. Faruk’un kaskını düşürmesini malzemecimiz yerine biz dehşetle izledik. Bele gelmeden herhangi bir malzemenizi bırakmayın. Biz yaptık siz yapmayın 🙁 Bele ulaşmadan önce kar olan dar bir boğazdan geçtik. Bu kısımda kar yer yer erimiş olduğu için kramponlarımızı kullanamadık (zaten yanımızda değildi xd) ve fazlasıyla taş düştüğü için çıkarken zorlandık. Çıktığımızda ilk istasyonu gördüğümüz için rahatlamıştık.
Bele ulaştıktan kısa bir süre sonra külaha ulaştığımızı sandık ve Hakan’ı arayıp yanıltıcı bilgiler aldık ya da aldığımız bilgilerle biz yanıldık. Zirve yolu boyunca yarım saat aralıklarla Selim’e telsizle bilgi verip ondan teyit amaçlı bizim telsizimizin alıcı ışığını yakmasını bekliyorduk. BDK slablerinde tırmanıyoruz sanarak inanılmaz bir dikkatle gerçek slablere kadar ilerledik. 08.25’te ilk istasyonu gördük ve şimdi zirve külahında olduğumuza kanaat getirdik. Slabler ilerledikçe dikleşiyor ve zorlaşıyordu. Her seferinde korku eşiğimizi biraz daha aşıyor ama devam ediyorduk.
Oktay önden gidiyor 20, 30 metre tırmanıp uygun bir yer bulunca bizi bekliyordu. Biz de taş düşmesinden korktuğumuz için onar metre mesafe koyarak Oktay’ı takip ediyorduk. 4 ya da 5. istasyonu gördüğümüzde bende 1 litre, Faruk’ta 1 litreden az ve Oktay’da sadece 0.8 litre sıcak su kaldığını fark ettik. Suyu idareli kullanıp devam etmenin ve çok azaldığı durumda ise dönüşe geçmenin kararını verdik. Slablerin biteceğini umduğumuz bir yerin görünmesine yaklaşık 2 istasyon boyu kaldığında Oktay ve ben birkaç yerde düşme korkusu yaşamış ve slablere yapışıp kaldığımız için aşırı korkmuştuk ve devam etmeme fikrini konuşmaya başladık. Fakat tepe yakın göründüğü için Faruk bizi devam etmeye ikna etmeyi başardı. Biraz daha devam ettikten sonra Oktay’ın bastığı taşlar kaydı ve o noktada zirveye 50-60 metre kaldığından habersiz devam etmemeye karar verdik. Benim fiziksel olarak değil ama mental olarak adım atacak halim kalmamıştı. Sonra Faruk devam etmemiz için çok gazladı. Oktay, Faruk’un ona ip açması durumunda devam edeceğini söyledi. Burada Hakan’dan aldığımız kafa karıştırıcı bilgilerle soldaki çatlaktan Faruk ve Oktay devam etti.( BDK’da asla slabin sağ tarafından ayrılmayın. Doğu Duvarının olduğu taraf). Faruk tam ip açacakken Oktay gaza gelip çıkmaya devam etti. Ardından zirve göründü ve zirveyi tamamlayıp 45 dk sonra yanıma geldiler.
Ben bu sırada biraz oturduktan sonra BDK deneyen başka bir ekiple karşılaştım ve biraz motivasyonumu topladım. Ekibi gördükten biraz sonra Faruk ve Oktay’ı görünce zirveyi tamamlayamadıklarını düşündüm. Fakat yanıma geldiklerinde zirveye çok az kalmış olduğunu ve yaptıklarını söylediler. Zaten en geç 12.00de zirve yapılmazsa dönüşe geçme kararını kampta almıştık ve tam bu saatlerde zirve yapılmış oldu. Ben de bekledikten sonra kendime geldiğim için benimle beraber tekrar çıkmayı kabul eden Faruk’la beraber ben de zirveyi yaptım. Teşekkürler Faruk sensiz olmazdı <3. Oktay’ı çok bekletmemek adına zirvede 5 dakika vakit geçirip hemen geri döndük. Bu esnada diğer ekipten çok az miktarda su aldık ve suyumuzu her istasyonda birer yudum içecek şekilde inişe geçtik.
Susamamak için bir yerden sonra yemek yemeyi bırakmıştık. Güneş, susuzluk ve açlığın etkisiyle herkes leyla olmuştu. Birbirimize anlamsız bakışlar atıp yer yer gözümüzü kapatıp attığımız adımlardan emin olamıyorduk. Bu yüzden gördüğümüz bütün istasyonlardan ip inişi yapmaya karar verdik. Her istasyonda birer yudum su içip güç bela zirve külahına indik. Oktay önden gidip Wikiloc’ta görünen su kaynağına bakmak için biraz ana rotadan ayrılmıştı. Bize de haber vermediği için Oktay’ın indiği çarşaktan neşeli bir şekilde aşağı kaptırdım. Oktay’ı gördüğümde ise bana geri dönmemi söylüyordu. Küfrederek çarşağı geri çıktım.
Bu esnada diğer ekiple tekrar karşılaştık ve kulvarın yanında bir su kaynağı olduğu bilgisini aldık. Ve ilk istasyonu gördüğümüz yarığa ulaşmıştık. Burada çok fazla taş düştüğü için ilk ip inişi yapan Faruk’u biraz yukarıda bekledik ve sırayla ip inişi yaptık. İp inişi yaparken biraz kar yedim. Ekipmanları bıraktığımız yerde Oktay’ı beklerken ekipmanları çantalarımıza yerleştirdik. Oktay da geldiğinde çarşak ve kulvardan inmeye başladık. Yorgunluk ve ipi taşımanın getirdiği dengesizlikle defalarca kulvardan ve çarşaktan yuvarlandık. Öğrendiğimiz su kaynağından kana kana su içtik. Çarşağı sonundaki Mevsimlik Göl’ün yanında daha önceden su getirmelerini istediğimiz Selim ve Mustafa’yı bizi beklerken gördük. Teşekkürler Selim ve Mustafa <3.
Hepimiz günün hararetiyle buzulları kazmayla dövdükten sonra gölün dibinde diğerleriyle nefeslendik. Hep beraber kampa dönüp yemek yedik. Faruk ve Oktay otobüs bileti bulamadığı için dönüşü bir gün erkene çektik ve sonraki gün 09.00’da çıkmak üzere tulumlara girdik.
Naçizane BDK tavsiyelerimiz:
1- Malzemelerinizi külahın altına gelmeden bırakmayın.
2- Obayeri’nden yazın yapacaksanız kişibaşı 4.5 litreden az suyla gitmeyin. İlerledikçe suları bir yerlerde bırakmak güzel bir opsiyon olabilir.
3- Zirve külahında slablerin sağ tarafından asla ayrılmayın. Biri size zirvenin altına gelince soldan gidin derse ona tamam deyin ve ortamı terk edin. Sağ taraftaki çatlaklar tırmanışa imkan veriyor. Sağ taraftan kastımız uçurumdan itibaren 6-7 metrelik bir alandan neredeyse tüm slabler çıkılabiliyor.
Ramazan Tan, Oktay Özel
16 Temmuz Dönüş
07.00’da kalkıp, kampımızı toplayıp, fotoğraf çekinip 09.00’da yola çıktık. Tekepınarı’nda eşşşek Faruk’un düşürdüğü telsizi bulduk. 11’de Arpalık’ta Ulvi Abiyle buluştuk ve 12.30’da Ramazan’ın arabasıyla iki posta Niğde’ye gittik. Paşa Hamamı’na (50tl) girip, Niğde Tavalarımızı (80tl) yedikten sonra bir miktar boş atıp Faruk’la ben diğerleriyle vedalaştık ve İstanbul’a doğru yola koyulduk.
Oktay Özel, Ramazan Tan
1 yorum
Aladağlar Eznevit – Karasay – Kızılkaya Faaliyeti (9-10 Temmuz 2022) – BÜDAK · 7 Haziran 2023 05:47 tarihinde
[…] duyuyorduk. Diğer grubun aldığı 3 telsizden biri de gezi sırasında kullanılamamış (bkz. Faaliyet gezi raporu) ama sonunda bir problem […]