2009 yazinda verdigim karardan sonra kulube katildim. İlk trekkingde Emrah BERSE Bey’e kaya tirmanisi yapmak istedigimi soyledigimde beyim beni pek ciddiye almamis ama okulun duvarina gittigim ilk hafta 6 gun ustuste gelince “abi kusura bakma ben seni o bir kere gelip gidenlerden sanmistim” itirafini yapmis ve beni de saglam gaza getirmisti kendileri. Tabi bu gazda Arda’nin verdigi, 2 ay boyunca ugrastigim ve anca yapmayi becerebildigim rotalarin da katkisi yok diyemiyorum. Percinleyen hareket de bafa idi.
Neyse kulup’te birkac tirmanmayi sever insanin olmasiyla ve kulup odasinda yaptigimiz cesitli tirmanis maymunluklariyla kotu yollardan cekip aldigimiz ukala ama sevimli kardesimiz Begutay’i da kazandik.
Bu durumda 3 tane gaz insan(Arda;Begutay;Efe) ve bir eski (Emrah) habire haftasonu gezileri(Gebze; Geyve), Bafa gezisi, kulupce gittigimiz Olimpos gezisi, paylasilan binlerce tirmanis videosu, harcanan metrelerce flaster, kilo degil de gramlarca kullanilan agri kesici hap ve kremler, iddialarda kaybedilen biralar, okunan incelenen cokca yazilar dokumanlar sayesinde ( Arda, Begutay, Efe) 12 Haziran cumartesi aksami hazirliklarimizi tamamlamis ve Nigde otobusune binmeye hazir hale gelmistik. Atladik otobuse ve uykusuz bir yolculugun ardindan Nigde’ye vardik.
Salim abi isim var 3 dolmusuyla gelin diyince kendimizi genelde gezi sonrasi yapilan ARISOYLAR ziyafetinde bulduk bir anda. Tikabasa yedikten sonra bolca nigde’ye has AYKACAN sucuklarindan alip yanimiza yola ciktik.
İstanbuldaki plan 1.gun Aksampinari kamp, 2. gun Kaletepe Kuzey; 3.gun kampi sulagan keler’e tasima ve dinlenme, 4. Ve buyuk ihtimalle 5. Gun de Lahitkaya Kuzey, 6.gun de Guzeller’di ama camardi dolmusuna binip hafif bulutlu ama yoldan gorulebilen butun zirveleri heybetle gorebildigimiz bir manzara karsisinda hemen Arda’yla plani degistirdik:
1.gun Aksampinari kamp
2.gun Kaletepe Kuzey
3.gun Kaldi-Alaca traversi (kicina motor takili Arda tarafindan yapilacak)
4.gun kampi sulagan kelere tasima ve dinlenme
5.gun Lahitkaya Kuzey
6.gun Guzeller Kuzey
7.gun hamam
Neyse indik bindik (ucumuzun de kemikli kici o kadar acimis ki o yolda, butun kamp acimaya devam etti), Salim Abi’yle helallestikten sonra ucumuz de kocaman kamp cantalarimizi sirtimiza, yetmezmis gibi bir de 35-40lik cantalari da gogsumuze aldik ve basladik yurumeye. Kendimizi bile sasirtan hizli bir tempo sayesinde salim abinin biraktigi yerden aksampinarina aradaki kolay patikayi kacirmamiza ragmen 1saat 15 dakika gibi bir surede vardik. Kampi attik; harika bir sucuklu bulgur yaptim. Yattik. Saat 10bucuk gibi hic beklemedigimiz bir yildirim yagmuru, dolu ve saganak bizi (aslinda arda ve ben cunku begutay horul horul uyuyordu) bir saat kadar saskinliktan saskinliga surukledi cunku yildirimlari gozlerimiz kapaliyken de gorebiliyorduk; cok ilgincti benim icin ve yarim saatkadar da sesten birbirimizin ne soyledigini anlamadan gerdirmeye falan ugrastik cadiri.
Sonunda yagmur durdu ama yarinki hava durumu tahminimiz uykularimizi kacirmisti. 7bucukta kalktigimizda hava cok az bulutlu fakat inanilmaz ruzgarliydi, dinecegini umarak yavas yavas kahvaltimizi yaptik. Saat 11ceyrekte rotaya giremesek bile inceleriz diyerekten yola ciktik Kaletepe’ye dogru. 12:45te rotanin altindaydik ama hala tereddut ediyorduk cok mu gec kalmistik? Arda meshur “eehh!!!”lerinden birini cekti ve “girelim” dedi. Biz de bir gazla onayladik; giriyorduk saka maka.
İlk ip boyunu 2+ sanirim rotaya daha girmedigimizi varsayarak serbest sekilde gectik. Her ne kadar Begutay kardesim abi friction lazim friction lazim diye aglasa da bunu ip boyu olarak saymayacagim.
1.ip boyu: III
20 derece kadar egimli bir set ve kaya karisiminda malzemelerimizi kusandik ama ne malliksa hala friction giymemistik. Arda hafif yukselen bir saga gecisle devam edecegini soyledi. Emrah’in odunc verdigi REverso ile emniyetine girdim. Butun rota boyunca Arda’nin cift ip gidip once begutayi bir ipten emniyetleri acarak yanina alacagi, ben de malzemeyi toplayip arkadan gelecegim konusunda anlastik. İstasyon kurma geregi duymadan saga kaymaya basladi. Bir kaya babasindan perlonla ve 2 catlaktan takozla emniyet alarak istasyona gitti. Bir sikke ve takozla emniyet aldi. Ardindan begutay sonra da ben malzemeleri toplayarak gidecektim fakat ilk emniyette patlamistim. Lanet olasi perlon yerinden cikmiyordu ve ben de onu orada yalniz basina birakip devam ettim. İstasyona geldim.
2.ip boyu: IV
Tekrar ardanin emniyetine girdim; hala botlarla tirmaniyoruz tabi. Sikke ve perlondan olusan istasyona girdim fakat kisitli hareket alanim olmasi cok rahatsiz ediciydi. Arda 3 takoz ve 1 perlonla emniyet atarak istasyonu kurmayi planladigi sete gelmisti. Orada olan bir sikkeyi kullanarak istasyonu kurmustu. Begutayi yukari cikti. Ben oldugum istasyondaki sikkeyi oradan buldugum bir tasla cok rahat sekilde cikarinca biraz yusuflamadim degil. Neyse topladim malzemeyi ciktim yanlarina bi baktim bunlarin umurunda degilim, fotograflar, kahkahalar falan keyifleri iyiydi pasalarimin. Burada sanirim hepimizin moralini cokca yukselten birsey oldu: buraya kadar hep golgede tirmanmistik ve ilk kez gunes gormustuk. İsinan bunyelerimiz baya bir moral katmisti bize. Tabi mal begutay’in cantasini sete cikip oturayim derken dusurmesi ve tam setin kenarinda sonsuz sayida dikene sahip bir agaca takili kalmasi da benim kahramanligim sayesinde atlatilmisti. (hic ipten cikmadan 30 derece kadar egimli cimlerin ustunde asagi 2 metre kadar inip cantayi aldim. Tabi begutay’a hatiri sayilir kufurler de ettimJ) bir de buranin basinda da rotadan biraz saga kaymisiz. Bu da muhtemelen daha kolay olacak soldaki merdivenimsi rotanin tamamen otlarla kapli olmasindandi.
3. ip boyu: II/III
Biraz dinlenip tekrar Arda’nin emniyetine girdim. 20-25 metre kadar saga kaymayi planlamisti Arda. Cok rahat oldugunu soyleyip hic ara emniyet atmadan 25 metre kadar ilerideki bir sette bir takoz ve yine bir sikkeden olusan istasyonu kurdu. Sorunsuz bir sekilde yanina gittik
4. ip boyu: IV+
İlk is olarak frictionlarimizi giydik. Arda gitmeye basladi onumuzde 3 metre yuksekliginde, 4metre eninde ve 90 derecelik bir mini duvar ve sonrasinda da 30 santim genisliginde bir set sonrasinda da sola kayan bol bol curuk ve kopmus kayalik bir etap vardi. Hemen ustteki sete ulamsak icin muhtemel 3 giris vardi. Arda ortadan girdi ve begutayin onerisiyle saga kaydi fakat koca bir tasin yerinden oynamasiyla sol eline bir dusus yasadi. Oradaki “beyler altimdan cekilin” lafini ettigi icin cok tesekkur ederim buradan kendisine. Fakat o 1 metrelik perlonla kurulmus istasyonda begutayla beraberken nereye kadar kacabilirdim Lan? Lan? Lan? Neyse bu Arda tabiî ki dusmedi ve sola kayarak rotaya devam etti. Nedense bu sefer biraz yavas gidiyordu. Arda bir sonraki sete gelince bir sikke ve takozla istasyonunu kurdu. Arada da 3 takoz kullandi emniyet icin. Sonrasinda begutay girdi ipe ve arda emniyetini almaya basladi. Begutay da en sagdan girip devam etti ondan da bayagi bol yakinma ve kufur geldi; ayaksiz tirmanmak zorunda kalmisti baslangicta. Sonra ben malzemeleri toplayarak tirmanmaya basladim. Ben de en soldan girdim, gayet rahatti fakat ben de ileride yanlis yollara sapmistim. Bizimkilerin 2metrelik bir yan gecisle hallettigi kucuk bir magarayi nedense yan gecise usenerek direk tirmanmayi denedim cunku yan gecisten once emekleme pozisyonuna giriyorduk oradan duzelip de yana kaymak cok zor gelmisti. O mini mini tombik magarayi gecince bacaya bagladi rota bende eeh cikarim dedim fakat bir anda sol ustumdeki tutmayi planladigim kocaman bir kaya sallaninca bir anda biraktim onu ve bir bacada dizlerimde kaldim. Simdi de ben kufrediyordum tembelligime. Neyse bende samca birkac hareketten sonra istasyona bizimkilerin yanina gelince. Bi 5 dakika kadar muhabbet ettik. Arda pasam sozde benim ipimde emniyet aliyormus, fotograf ceke ceke!!! Tabi ki konustuklarimiz rotanin zorlugu ve malliklarimizdi.
5. ip boyu: IV-
Sikke ve takozdan olusan istasyona girip emniyet almaya basladim. Uzun bir sure cok rahat oldugunu soyleyerek, “abi taktim birseyler de dusmem cok rahat buralar” diyerek bayagi bir gitti. 2 takoz takti arada. Sonra tam sete cikmak uzere iken yine kufurler esliginde gordum en ilginc perlon ve ekspres kullanarak babadan emniyet alma teknigini uyguladi. Cunku yanindaki perlonlar cok kisaydi o da perlona iki tane Express takip bir de delta karabinin yardimiyla emniyeti kurmustu. Begutay gitti. İpini expressten cikarirken ardanin taktigi takozlardan biri elinde kalmisti. Ardindan ben gittim.
6. ip boyu: II+
Saat yediyi gecmisti ve aksam oluyordu. Arda’nin “beyler burasi cok rahat gorunuyor free gecelim” demesine ragmen begutay ve ben onu zorla ipe soktuk. Herhalde o hizla kosa kosa gitti ip yetistiremedim adama. Arkasindan begutay gitti kosa kosa. Bende ipim elimde kosa kosa gittim. Artist begutay arada oldugu icin Arda benim bosumu alirken kosup zirveye cikmisti(3metre yukarimiz). Arda’nin “Begutay daha yukarida birsey var mi?” sorusuna da “evet” cevabi vermesi sinirimizi bozmustu cunku pasam fotograf cekmeye baslamisti. Bizde ip toplama ile mesgulduk. Ne kadar daha var diye sordugumuzda ise 2 metre demisti; o da zirve duzlugundeki bir kayaymis. Begutayin soguk esprisinden sonra zirvede aceleyle geyik, cokonat, fotograf, sigara ve telefondan sonra acele acele inmeye baslamistik.
Gece olmustu ve kafa lambam yoktu. Arda ve Begutayin arasinda yurudum bu da cok rahatti. Taa neredeyse sari memedin yurduna kadar inecektik ki ormandan yola inen rahat bir patika gibi birseyler bulduk. Yola inmemiz 40 dakika surmustu. Tabi bu arada suyumuz bitmisti. Buradan salim abinin bizi traktorle biraktigi yere kadar Begutay’in deyisiyle “dingozlar” gibi yuruduk. 3kisi yan yana beyaz isiklari yakmadan cogunlukla begutay in kafa lambasinin kirmizi isiginda pek konusmadan devam ettik. Molada sanirim yorgunluk, susuzluk, zirvenin heyecani, sirtimizin agrisi… gibi nedenlerden dolayi ilginc geyikler oldu. Begutay bana yildizlar’in ne kadar guzel oldugunu falan aciklamaya calisti, arda da kendi kendine demirkazik solosunda kayan yildizlari anlatiyordu, bense tang hayalleri kurmakla mesguldum. Yolun gerisini de kocadolekten aksampinarina cikarken 2 dakikalik tek bir bir mola ile bitirmistik ama biz de bitmistik. Yaklasik 2saatte bu yolu yurudugumuzu fark ettik. Hizimiza biz bile sasirmistik. Yolda Arda’nin benim icin yaza damgasini vuracak sozunden bahsetmeden gecemeyecegim: iki dakikalik molamizda bir tasa bile oturamayip oldugum yere yigilmis ve soguyabilmek icin elimden geleni yaparken Arda bir an yuzume bakti ve “Abi daha ne kadar terleyebiliriz acaba?” dedi. 4saate yakindir su icmiyorduk ve hala nasil terledigime ben de sasiriyordum.
Kampa gelip hemen pinara kosup kana kana su icemedik cunku buz gibiydi. Kampta barbunya konservelerine saldirdik arkasindan da yattik. Ertesi gun rahat bir sekilde aksampinarinda dinlenip 3kisi Kaldi-Alaca traversini denemeye karar verdik. Sabah gayet gec kalktik rahat rahat kahvaltimizi yaptik ama cadirda yapmak zorunda kaldik surekli hepsini cunku saglam ruzgar vardi ve keyfimiz kacmisti. Tum gun yiyip icip yatip aksami ettik. Bu arada UDK’dan bir grup geldi, once yanimiza kamp kurmayi denediler ama sanirim sonradan kesif kokuyu fark edip 20 metre kadar karsimiza kamp attilar(acayip ruzgar yediler orada).
Gece 11bucuk gibi yine bir dolu, saganak ve yildirim firtinasi basladi ama bu sefer bir fark daha vardi: extra ruzgar. Cadirimiz bir sisiyor bir cokuyordu. Gide gide kulupteki en dandik bergenII cadiri aldigimizi da o gece fark ettik cunku cadirimiz su aliyordu birkac yerden. Cata pata sesleri icinde uyuduk bir sekilde; sabaha kadar ara ara uyanip cadiri kontrol ettik. Gece kalkip baktik ve traversi erteledik. Yarin sabah duzelmezse donmeye kara verdik cunku acayip kilo almaya baslamistik ve cok da demotive olmustuk. Sabah kalktigimizda cok dinc ve guclu hissediyorduk fakat hava ne duvar ne de trekking rotasi icin hic de uygun gorunmuyordu. Saat 6da sisin icindeydik sonra vadi boyunca yukari dogru bulutlar akmaya basladi. Yiyebildigimiz kadar yedik kahvaltida toplanip yola ciktik. Kocadolekte birkac Hacettepeli ile karsilastik. Traktor yolunun basladigi yere geldiklerinde salim abiyle beraber donmeye karar verdik yani Hacettepelilere katilacaktik. 11 kisilik bir grup donuyorlardi, nedeni se hava durumu almislardi (bu arada artik sulagankelerde avea cekiyormus haberiniz olsun; turkcell degil).
Hacettepelilerin de donmeye karar vermesi icimizi bir parca rahatlatmisti. Nigde de bos bos gezip; ucumuz de 1bucuk İskender, uzerine birer kunefe yiyip otobuse bindik ve gelecek plani tartismaya basladik.
Efe Can Sevil (Adim ayri yaziliyor)
Raporun Orijinali: http://bogazicidagcilikkulubu.weebly.com/kaletepe-t305rman305351305.html
0 yorum