FAALİYET ADI : MONCH TIRMANIŞI
ROTA : Klasik rotası (Guneydogu Sirti) , PD+
BÖLGE : Berner Oberland/Grindelwald
ÜLKE : İSVİÇRE
TARİH : 10 TEMMUZ 2021
EKİP : YUNUS SEKER (solo)
KAMP YERI : GRINDELWALD
Berbat gecen pandeminin tek artisi yapacak hic bir sey olmamasi dolasiyla duzenli antreman yapmak olmustu. Duzenli antremandan kasit tabi ki sadece duzenli kosu. 2021 kisini, Amsterdam’lardan yanima gelen kaptanla (Yemliha Bilal) Italyan Alpleri’ndeki Cogne’de 4 gun boyunca selale tirmanisi yaparak acmistik. Birakalim su BUDAK kafasini, bu isin en profesyoneli kimse ondan ogrenelim diye tuttugumuz 78 sertifikali terso dayinin olmayan Ingilizcesi’nden hic bir sey anlamadik. Ustune abinin her seferinde “kardesim bize teknik ogret” dedigimizde Italyanca kufur etmesi bonustu. Ama bos muhbbeti seviyordu, iyi adam. Bize ogrettigi tek sey, oyle ben kafama gore gelip 4-5 gun buralarda donmus selale tirmanirim demek icin, yaklasik 100 kez daha top rope selale cikmamiz gerektigi oldu, ki hakliydi. Adam 20 yildir tirmaniyormus ve hic lider dusmemis, dussem burada olmam zaten diyor. Yani Erzurum’da Arca ve Tezcan’la lider selale cikmistik aslinda, ama gercekten cahil cesaretiymis, o buz vidalari bolt degil. Ayrica Mont Blanc ve Gran Paradiso’ya solo ciktigimi ogrenince , bana “ senin kafani opeyim, cahil herif” imali seyler solyedi, hocadir, ne dese dogrudur. O gezinin bendeki bir baska izi, kosu ve sonrasinda bu tirmanista, asiri yuklenmeden kaynakli, 4 ay boyunca dana gibi yatmama sebep olan diz kemik iligi odemi ve pandemide elimde kalan tek sey olan kosunun elimden alinmasi oldu. Neyse ki Nisan sonu gibi tekrar yavastan baslayip, az bucuk eski seviyeme geri donebildim.
Iste bu sartlar altinda 9 Temmuz Cuma ogleden sonra izin alip, isten iki arkadasin katilimiyla tekrar Isvicre Yollari’na dustum. Nedense cimriligim tuttu ve Fransa otobanlarina para vermek istemedim, arabadakilere de bir de Almanya’yi deneyelim hem de otobanlarda hiz siniri yok belki daha bile hizli olur diye sattim bu fikri. Onlar da zaten bedava sofor bulmuslar, pek de bir soz haklari yok. Bir karar ancak bu kadar yanlis olur, sinir kapisina gelmemiz 7 saat surdu, Fransa uzerinden maksimum 4.5 saat. Zaten Bati Avrupa’lilar da otobana para vermeyi sevmedikleri icin herkes Strasbourg-Mulhouse otobaninin Almanya’daki paraleli olan 5 numarali otobandan gidiyormus. Isin ozu, navigasyonu dinlemek lazim, navigasyon bizden daha akilli. Arkadaslardan birini Bern merkezde atip, saat 23 gibi Grindelwald’daki otele vardim. Ertesi sabah 5’te kalkip Jungfraujoch trenini yakalamam gerekiyordu. 0:30 gibi yattim.
5: 30 gibi kalkip, hazirlandiktan sonra otelden ciktim, ama tabi o kadar erken saatte tren yokmus. Yeni bir teleferik yapmislar, Eiger Buzuluna kadar teleferikle cikabiliyorsunuz. Bu teleferik, direkt olarak Eiger kuzey duvarina paralel yukseliyor, manzara olaganustu. 2350 metrede ise asil tarihi tren sizi aliyor ve Eiger daginin icine giriyorsunuz. Dagdaki yolculuk esnasinda tren iki kez duruyor ve hizlica inip, dagin icinden disari bakabiliyorsunuz .Devasa buzullari dagin kutlesinin icinden gormek guzel bir tecrube. Bu dagi 100 yil once delip, 3300 metreye kadar cikan treni nasil yapmislar sorulari icinde son duraga vardim. Bir tirmanis gunune 6 da baslayip, 9’a kadar yurumemis olmak icgudusel asiri gec kaldim stresi olustursa da, daha erken hic bir opsiyon olmamasini sorgulamayi biraktim, ne de olsa Isvicre’lilerin vardir bir bildigi.
Baslarda bu nasil is ya 1.5 saaatte 2300 metreyi oturdugum yerde ciktim yaziklar olsun vicdani yaptim. Sonra baktim sicak kruvasan ve cappuchino var, aklima Aladaglar’daki asiri donmus Bim sarellasi ve lavas ekmegi yedigimiz gunler geldi, ozlemle andim. Azicik kendimi kotu hisseder gibi oldum, sonra bir guzel yedim, resmini de Arca’ya attim. Hakli olarak bana okkali bir kufurle cevap verdi, yakinda kendisi de gelecek buraya ve mecbur ayni seyleri o da yapacak. Baska yol yok , zaten vaktimiz de yok ,bunlar bizimkilere gore kutle olarak cok buyuk daglar.Yoksa ben de isterim amele gibi ayni yere 3 gunde buzul ustunde catlaklarla dans ede ede geleyim. Neyse o cafe’den biraz disaridaki devasa buzulu izleyip, 9’a dogru yola koyuldum. O istasyon gibi yapinin icinde 10 dakika yurudukten sonra direk buzulun ustune cikiyorsunuz. Buzulu seritlerle cevirmisler, belli bir yerden disari cikmaya izin yok, klasik Isvicre iste, her yerde bir suru kural. Tabi ki seritlerin disinda dev buzul catlaklari var,dolayisiyla kurala itirazimiz yok bu sefer. Dagcilar kadar normal turistler de oldugu icin, duzenli kar arabalari geziyor ve buzulun ustundeki yolu duzluyor, buyuk hizmet. Yine de 3300 metrede oldugundan, o yuruyus bile birazcik yoruyor. Yarim saatlik bir yuruyusle rotanin dibine geliyorsunuz, burada zaten rehberler musterilerine krampon giydiriyor, ipe giriyorlar, bir kac teknik gosteriyorlar son kez. Sornasinda cok bariz sirt hattini hedefleyip buzulun ustunde yuruyuse basliyorsunuz. Ben 09:30 gibi esas tirmanisa basladim, ondeki izleri takip ediyorsunuz zaten. Kar uzerinde genellikle yukseliniyor, ama aslinda cikilan yer dagin guney ve dogu yuzlerini ayiran bir sirt. Dolayisiyla zaman zaman kaya bloklari onunuzu kesiyor, tirmanis olarak zor degil bu kaya bloklari, ama ucurum hissi var. Rehberler, tehlikeli yerlere cakilmis olan uzun kaziklardan emniyet alip arkadan gelenleri oyle cikariyorlar. Tabi kayalarin ustu hafif buz, dolayisiyla her zaman kramponla cikiyorsunuz. Ama tum sirtin manzarasi cok guzel, saginizda Eiger, solunuzda Jungfrau kaliyor, arkaya bakinca tum Bern Alpleri, devasa Aletsch buzlu ve buzulun ulastigi yerde Valais kantonu, hatta Matterhorn’u bile goruyorsunuz. Aletsch buzulu,23 km’lik uzunluguyla tum Alp’lerin en buyuk buzulu ve yuzey alani 82 km kare.
Guneydogu sirtini bitirdiginizde Guney sirtina geliyorsunuz ki burasi sadece kar ve buzdan olusan kilcigimsi bir yapi. Yaklasik 45 dakika – 1 saat guney sirtindan yuruyorsunuz. Rehber kitap (the 4000m Peaks of the Alps, Martin Moran- the Alpine Club), son kar sirtinin rotaya asil zorlugunu (PD+) veren kisim oldugunu soyluyor. Genellikle bir kisilik yer var, zaman zaman hafif genisliyor, ama bastiginiz her yer gercekten devasa bir kornis gibi hissettiriyor, bir taraf guney yuzunde 700 metrelik bir ucurum, digger taraf kuzey yuzunde muhtemelen 1500-2000 metrelik bir ucurum. Ama mukemmel bir manzarasi var. Bu kornisten devam edince, bir kisilik kic koyma yeri olan , donmus zirveye variyorsunuz. Asagida yesil Grindelwald meralarini, Thun ve Brienz gollerini, diger tarafta tum Bern Zirveleri’ni, en uzakta da Guney Isvicre ve Italyan Alpleri’ni goruyorsunuz, gercekten muhtresem manzarali bir zirve. Yaklasik 12 gibi zirveye vardim. Yalniz irtifa inanilmaz carpti, 330 metredeki Luksemburg’dan 18 saat icinde 4100 metreye gelmek cok da iyi bir fikir degil,ustelik de tum aksam 500 km araba kullandiysaniz. Hayatimda ilk defa ictigim suyu bile geri cikarma isteginin nasil bir sey oldugunu gormus oldum. Vucudumun,bana,” su an tum motorlar acik, irtifaya uyum saglama calisiyorum, lutfen baska bir sey yukleme” dedigini de hissettim. Zirvede 10-15 dakika takilip, ayni rotadan dikkatli bir sekilde geri indim, inis tabi ki biraz daha yorucuydu, ozellikle bazi yerlerin buz olmasi ve tum boslugu gormeniz ister istemez gerginlik yaratiyor. 14:15 gibi rotanin girisne kadar inmistim ama , daha adim atacak halim kalmamisti. Bu sirada, Isvicre’li ya da Alman oldugunu dusundugum iki manyak arkadas, rota nasil girelim mi diye sordu. Buyuk ihtimal Jungfrau’dan geliyorlar. Dedim ki deli mi durttu, cok gunes yedi rota kar iyice vicik vicik oldu, bence yapmayin. Ama orada sohbet muhabbet ettigim bir rehberi isaret edip, bu abi rehber, onla bir anlasin dedim. Sanirim rehber de girmeyin dedi, geri dondu gencolar.
Sonrasinda aheste aheste tren istasyonuna yuruyup, 15:30 treniyle 1 saatte Grindelwald’a indim. Gerisi dus, yemek, ve kasaba merkezinde bos yapmacayla gecti. Ertesi gun, benle gelen Turist arkadasi, mecburen Lauterbrunnen’e goturdum. 18.ye geliyorum ama her seferinde etkileyen bir yer, gelen arkadas guzelligi karsisinda aglamaya basladi. Bu kutsal gorevi de yapip, 3. Kisiyi de Bern’den alarak yola dustum ve aksam 20 civarinda Luksemburg’a vardim. Boylece Cuma cikisli, Pazar donuslu hizli ve yorucu bir haftasonu kacamagi oldu. Bana tek eksisi ise, o yorgunlukla ikinci kez kaskimi kaybetmek oldu.
Yunus Seker
2 Ekim 2021
0 yorum